Terk edip cümle sivayı, mahrem-i tevhid menem
Guş edince men aref esrarını, mest olan ehkâr menem
Şöyle ikrar verdim ol dem Gaygusuz Abdal menem
KAYGUSUZ ABDAL (1341-1444) Hayatı hakkında kesin bilgi olmayan Alâeddin Gaybî - Kaygusuz Abdal; Alanya beyi Hüsameddin Mahmud’un oğlu, Alaeddin bin Yusuf’un torunu olarak bilinir. Sarayda yetişen, iyi bir eğitim alan ve gençliğinde avcılık ettiği rivayet olunan Kaygusuz Abdal hakkındaki bilgileri Abdal Musa Velayetnâmasi’nde yazıldığı kadarla sınırlıdır. " Menkabeye göre, Gaybî, bir gün yaraladığı bir geyiği kovalarken yolu Abdal Musa’nın tekkesine düşer. Dervişlerden geyiği sorar. Abdal Musa, koltuğunun altına saplanmış oku göstererek, “Oğul attığın ok bu mudur?” diye sorar. Şaşıran ve üzülen Gaybî, Abdal Musa’dan af diler ve Abdal Musa’nın tekkesine kul olur. Tekkede kırk yıl hizmet eder. Bir süre sonra şeyhinden izin isteyerek Mısır’a gider. Mısır sultanının izniyle Nil kıyısındaki Kasrü’l Ayn denen yerde bir dergâh kurar. Bir süre sonra hacca gider, Kerbela ve Necef’i ziyaret eder. Daha sonra Anadolu’ya dönerek Abdal Musa’nın yanına varır."
Kimi şiirlerinde geçen yer adlarından anlaşılacağı üzere, 1424-30 yılları arasında Rumeli’ye geçtiği, Edirne, Yanbolu, Filibe ve Manastır’da bulunduğu kaydolmuştur.
İleri sürülen bir görüşe göre Mısır’a dönmüş ve orada vefât etmiştir.
Bazı kaynaklarda Elmalı’da ölmüş olabileceği ileri sürülmüştür.
Kaygusuz Abdal’ın işlediği ana tema sevgidir. Şiirinin kaynağını tasavvuf düşüncesi oluşturur. "Kaygusuz Abdal, Bektaşiler arasında büyük saygı ile anılır ve Bektaşi uluları arasında anılır. " Şiirlerinde hece ölçüsü ve sade bir dil kullanmıştır. Hece ölçüsüyle söylediği şiirlerinin birçoğu şathiye türündedir. Aruz ölçüsüyle yazdığı şiirlerinin yer aldığı yayımlanmamış bir divânı vardır. Şiirlerinde Yunus Emre’nin etkisi açıkça görülür. Kaygusuz Abdal, nesir alanında da eserler vermiş, bu yazılarında hayâlî varlıklar üzerine düşündüklerini secîli bir anlatım, kısa ve devrik cümlelerle dile getirmiştir. Kaygusuz Abdal, birkaç şiirinde Serâyî, Miskin Serâyî, Kul Kaygusuz veya Miskin Kaygusuz mahlaslarını kullanmıştır.
KAYNAKÇA Muhtar Yayladağlı, Kaygusuz Abdal, Hayatı ve Nefesleri, 1939; Vehbi Lütfi Salcı,TFA, Ağustos-Aralık 1949; Abdurrahman Güzel, Kaygusuz AbdalAlâeddin Gaybî, 1981, Kaygusuz Abdal’ın Mensur Eserleri,1983, TD, OcakHaziran, 1989, Türk Dünyası El Kitabı, c. III, 1992, Dinî-Tasavvufî Türk Edebiyatı, 2000, 2004; Asım Bezirci, Türk Halk Şiiri, c. I, 1993.
Yüzün nûr-ı îmân Elhamdüli’llah
Kâşun mihrâb-ı cân Elhamdüli’llah
Dolaşdı boynuma Pendü vâh
Zülfün gubâr-feşân Elhamdüli’llah
Cemâlün şem’inün tecellisinden
Nûroldu her mekân Elhamdüli’llah
Senün ışkun benüm gönlüm içinde
Iyân oldı ıyân Elhamdüli’llah
Bu genc-i saâdetün varlıgundan
Pür oldu her virân Elhamdüli’llah
Suretün nakşına hayrân olubdur
Zemîn ü asmân Elhamdüli’llah İki cihânda bu
Kaygusuz Abdal Senü bilür hemân Elhamdüli’llah
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder